21 Kasım 2015 Cumartesi

Meryem Hali


anne olduğun gün affettim seni
ellerinde ölmüştü çünkü yüzüm
bir başka yüze döktüğüm dillerden
sabahsız kuşların öğüdüne karışan
yaralar peyda edivermişti bir akşam
koşularda unuttuğum güneş
yakasında kara bulutlarla
üstüme eğilince, hasmım neşe
ve dostum sabır
ve yarınım hüznün ellerinden tutup
seni öptüğüm yere beton döktü
bütün iğde ağaçlarından intikam,
nöbetler alınacak, kitapları da hatta
yakılacak ve kayıtları silinecek 
yeryüzü iğde ağaçlarının.

anne olduğun gün affettim seni
kale burçlarında görünsün diye bana
deniz üzerinden gelen rüzgarlara
bıraktığın saçların okşadı hüznümü
gözlerinde görüş mesafesi kadar
bile ben yoktum.
dudaklarının ol kıvrımlarında coğrafya
ve tarih bilimlerini yargıladım
kınadığım başka sevinçler de
eksitlmedi sende batan güneşi

anne olduğun gün affettim seni
iğde ağaçlarından neşet eden çocukları
kamusal alanlarda görünmeye başlayalı 
gidemez olduk toplu cenazelere
topluluklarımdan uyluklarıma kadar
seferberlik ilan eden sendin
üç şehirden ettin beni 
yeniden çizdiğim haritaları
kör bir dilinciyle beraber 
sağır sultanların odalarına astım
-duvar halısı çoktan kalktı yürürlükten-
düğünlerde kimsenin can sıktığı yok
çevre yollarından hüznüme dolandığım
tünelinde gözünüzün karardığı
uhde diyelim istersen bu şehre
anne olduğun şehri de affettim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder