hayat alarmını çalıyor
beş dakika daha erteliyorum
yaşamı.
vicdanın aynasıdır anne
orada ellerini boşluğa kaldırmış
beyaz tülbentinden gözyaşı damlatarak
nice volkanları söndürür anne
askıda bir başka vicdan hazırdadır
küllenmiş ateşe kor yetiştirmeye
çile iki heceli uzun bir yoldur
konak ve menzil hanlarının
bilindik yolculardan oluşan
gürültüsü taşar yoldan
savrulur gece.
hikaye gelir her düş
gerçek düşkündür hayale
her hayal bir hayat denemesi
sonsuz seçenekten en kestirme
kestirme yollar çoğu kez
iş açtı ve çatı göçtü
yolların birden çok oluşuyla.
neden bunca yol var önümde
göğsümde tek bir sokak varken
sözcükler bilinmediği için değil
yürek yetmediği için
kurulamaz cümle.
ve sen bana konuş dersin
karşımda bir ülke ağlıyor
göğsümde bir başka dünya
taşıyor-umdur.
hammal ve hamile yakın akrabadır
biri dünyayı taşır, biri dünyaları
söz söz odalar tutalım gerek
çıkmak için tv dizilerine.
ey kamçısı maskara olan soyluluk
ve girişi olmayan şehirler
önünden geçerken körlüğe
bir dipsiz öpücük düşer
ensenden çocukluk taşar
sigarayı eriten kendi parmakların
gerçeğin hayale yedirdiği ağu
hayalin gerçeğe çaldığı bal
beş dakika daha erteleme beni
derdi verdin madem,
dermanı benden çal..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder