rövanşta reklam arası sahne terk edilmiş
dekor değiştiriyor dünya ve sen giriyorsun
ah çağdaş ölümlerin kaderinde
etimolojik hüzünler baş gösteriyor.
döpiyes, vatka ve pudradan
hamurlar pişiriliyor kukumav fırınlarda
dışta tutulan mandallar diyordun
tarihin kelime oyunudur; lugât taşımaz vandallar.
aya merdiven dayansa da bir meteor
köle pazarından, mısır saraylarına
taşınmıştır çoktan ve astronomi
zindanın parmaklıkları olmuştur
firavunun rüyâsında.
kaleme kağıda gerek yok,
ormanda bir ceylan vurdum
son okumdu oysa uygun adım yürüyüş
okuduğum kitabın, içindekiler bölümünde
tertip edilmiş bir toy;
çünkü korku ve ümit: öz ve üvey
kardeşleridir hayatın.
baba olmak yakışık almaz diyordun
sahneye çıkarken
suflör yataklarda aradın merhameti
körlük değil elbette, gündüzün aşermesi
gecenin, cübbesini çıkarıp, sakalını traş etmesi
birden savrulur gibi aklıma bir gürz
tanıdık yerlerinden öpüyorum seni..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder