1 Aralık 2015 Salı

Güzden Yaza

I.Güz
bakarsın gırtlağında kalmış sesin birden karartılmış bütün ışıklar. seçme hakkın olsa hiç sormamış gibi doğmamış olmayı seçerdin gece vakti konuşmaya başlayan musluk ne anlatır uğuldayan ve sağır lavaboya aynadan yüz bulamayan yüzümü dönsem yuğsam bir serin suyla dilinden anlasam da söylesem musluğa: sesini keser misin uyuyorum burda!
gözlerinin altına otağ kuran renk iyimserliğinden ettiğinden beri seni düzenlenen törenlerde yakana, düşük bütçeli gözyaşları takar oldun uzun yolların sesi var hep içinde
uzun yolların vardı bir gecede gittiğin gitmek her zaman uzun vadeli yatırım ve hep bir yerlere gitme kuponu ceplerin
güzelcins yüzünden düşen parçalar serçe gözlerinin kezzabıyla üstünden yaklaştıran gerginliğin gölgene karar sen vermiştin bana ismimi aylaklığımdan
uzun yolların vardı senin, gözlerinden gittiğim..

II. YAZ
bakmayın ben mevsimlerden şikayet etmem
değil mi ki Eylül bana yazdı, yazdan daha yazdı
ve kasımlardan canım fena halde sıkılmıştı
ayak seslerini duydum sağanak bir yağmurun
gönlümün çorak toprağına düşüşünü
senin takviminden dökülen sayfalarda
on iki ay, on iki eylül, on iki yaz bahçesi
kuş tüyü, çam kokusu, tarçın ve menevşe
hangi bahçeye girdimse cennet köşesi
hepsinde on iki ayrı sen ve adınla
başlayan evin her odasında eylülün bir başka rengi
bakma zaman geçmemiş, geç kalmamışım sana
hep şaşırıyorum karşında, gittiğimiz parklarda
zamanmış senin adın, eylülmüş senin rengin
bazen yaz bazen güzmüşüm nefesinde
göz bebeklerindeki simyayı adının öğrettiği
zaman, saadetim, en kutlu vakit bana..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder