her şeyin üzerinde dalgalar
ve saraylardan çıkarılmış iskelet
deniz sözünü tutmuş sayılmalı
yoksa mavilik hayra alamet.
evlerin bahçelerinde ölümler var
gözlerinden anlaşılmaz, konuştukça
daha bir bulanan suya ayaklarımı daldır
alnımda hangi bayram yeri kurulmuş,
ellerim benden sonra kime kalacak?
soru soran ademe bir cevap
yok ademden..
ey benim geceleri yastığa yorgun
ve özensiz düşen saçlarım
her telinde hercai menekşeler
kalır güneş vurunca..
kanımı coşturan bir baharı ısmarladım
dudaklarım alesta.
endemik acılardan kamusal aşklar yaşayan bağrım
korkunun saçlarını taradıkça
tarağın dişlerinde kalan korku
nefessiz yaşanan zamanlardan koptum
ey benim ihanete parmak ısırtan
sarı saçlı sevgilim.
bilindik işlerden bilindik yorumlarla,
hayırlısı olsun Rabbim..
ben bu şiirleri hep sana yazdım
nakış nakış bir hüzün ki
bekar kız odalarında.
ben bu şiirleri hep sana yazdım,
çünkü gülüşünden dağ gibi dağ gibi dağ gibi
bir hüzün, işleniyor yüreğime..